• 4214
    PAYLAŞIM

Wobegon Gölü Kasabasından Haberler

Bakış Açısı 19 EYLÜL 2013 PERŞEMBE
Birol Buyuksivri

Yazar

Wobegon Gölü Kasabasından Haberler

Minnesota eyaletinin şirin bir göl kasabasıdır benim yaşadığım yer… Bütün kadınların güçlü, bütün erkeklerin yakışıklı ve bütün çocukların ortalamanın üzerinde olduğu bir yerdir. Belki de adı yerli dilinde “yağmurlu bir günde seni beklediğim yer” anlamında olduğundan mıdır? bilmem: Herkes sıradan bir günde mutlu bir sükuneti paylaşır, sadece… Benim adım Garrison Keillor. Doğduğum kasabadan, Wobegon Gölü Kasabasından haberlere hoşgeldiniz…. Böyle başlarmış radyodaki programına Keillor, hayalinde yarattığı kasabada, hayalinde yaşadığı öyküleri anlatırken.  Bir ara o denli tutmuş ki program, hayali olduğuna inanmak istemeyen Amerikalılar tarafından en fazla görülmek istenen yerlerden biri olmuş bu mutlu kasaba… ( Hatırlatsanız, güzel ülkemin insanları da senaryo gereği ölen bir karakter için gıyabi cenaze namazı düzenlemişti,  büyük tirajlı gazeteler de kocaman puntolarla mevlid haberleri yapmıştı… Hangisi daha trajikomik karar sizin…) Bu yoğun ilginin nedeni araştırıldığında, başlangıcındaki sihirli sözcüklere takılmış araştırmacılar. Bütün kadınların güçlü, bütün erkeklerin yakışıklı ve bütün çocukların ortalamanın üzerinde olduğu yer, mümkün müdür? Elbette ki kadınlar ve erkekler için iddaa doğru olabilir, neden olmasın? Ancak istatistiksel olarak grubun kendi içinde yarısının ortalamanın üstünde olması ancak diğer yarısının ortalamanın altında yer almasıyla mümkündür. Kıyas koşulu ne olursa olsun kural değişmez. Program yapımcısının hayalindeki tek imkansız nokta budur, belki de. İşte bu nedenledir ki psikolojide, bir grubun tüm üyelerinin kendilerini ortalamanın üzerinde görme eğilimlerine “Wobegon Gölü Etkisi” denir. Bu etki sahip olduğumuz yeteneklerimiz için geçerlidir. Örneğin bir grupta herkes, hem ortalamanın üzerindeki zekaya sahip olduğuna iknadır hem de ortalamadan daha alımlı daha çalımlı olduğuna… Kimi zaman sahip olduklarımız yetmez, sonuçlar da kıyaslanır… Performans yumurtaları vurulur birbirine ve her zaman kırılmayan, vuranın yumurtası olur, haliyle.

Herkes için geçerli bir durum bu. Yazılım bu şekilde, yapacak bir şey yok... Çevrenizde ne çok insanın, bu pembe bulutun yağmuruyla ıslandığının farkında mısınız? Mutluluk ekonomisinin ucuzcu müşterileri gibi…   Laf aramızda kalsın! Bu konuda yine siz ve ben ortalamanın üzerindeyiz, çok şükür… :)  






Mesele; kutunun içindeki, nicelikten daha çok nitelik olarak birbirinden vasati kırk kibritle kıyaslanmak değil aslında… Bir başka değişle, fotoğrafta sadece zeki olanın görebildiği, o sihirli orta çizgiyi aramanın hiçbir anlamı yok. Çünkü gerçek değerlendirme çarkları maalesef bu şekilde işlemez.  Sizin zaman değeriniz konur terazinin kefesine, yani gelişim potansiyaliniz ve yüreğiniz. Bu durumda sorulması gereken, sizin kendinizle olan mücadelenizin skorudur.  Potansiyalinizin ne kadarını değer halinde miras bırakabileceğinizdir, mesele.   Çünkü Erich Fromm’un buyurduğu gibi: “ İnsanın asli görevi kendini gerçekleştirmektir.” Gerisi kendini kandırmaktan öte hoş bir seda yalnızca…

Yorumları Oku
Siz de fikrinizi paylaşın
Güvenlik kodunu giriniz